Neden doğaya dönüş

Doğayla Uyum İçinde Yaşamak  Biz, doğayla aramızdaki bağı, şehir hayatının tantanasında, doğanın ritminden uzakta yaşadığımız için hissetmiyor olabiliriz. Fakat bu ilişkiyi internet kurulumu gibi düşünün. Yayın her yerde. Ama şifreyi bilmiyorsan, bağlanamıyorsun.

“Çok modern” yaşamda hızlı düşünüp acele hareket ettiğimiz, çoğu zaman beslenmemizi, hareketimizi, yatma kalkma saatlerimizi ve stresle mücadele etmeyi; kısaca sağlığımızı “yapmamız gerekenlerden” daha öncelikli tutmadığımız için, bu bilgi çok derinlerimizde bir yerde kilitli olarak kalıyor. Bu nesiller boyu unuttuğumuz bağı yeniden inşa etmek ise bunun farkına vardıktan sonra bile uzun bir zaman alabiliyor.

Ruh Sağlığına İyi Geliyor

İster doğada yürüyüş yapmak, balık tutmak olsun, ister denizde yüzmek, ormanda kamp yapmak olsun hepimizin doğada vakit geçirmekten hoşlandığı aktiviteler vardır. Bedenimize, ruhumuza iyi gelen bu buluşmanın literatürde de bir adı var: Ekoterapi!

2009 yılında yapılan bir çalışmaya göre, doğayla iç içe yaşayanlar, doğadan uzak yaşayanlara göre çok daha sağlıklı oluyorlar. Ayrıca hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sıkıntısı çeken çocuklar da doğada daha fazla vakit geçirdiklerinde semptomlarda gerileme olduğu görülüyor. Yine araştırmalara göre, evinin yakınında bir park ya da orman olanlar daha az depresyon ve kaygı bozukluğu yaşıyor.

Temiz Havayla
Buluşturuyor

İç mekanların havasının dış mekana göre yüzde 70 daha kirli olduğunu tahmin eder miydiniz? Evimizde, iş yerimizde çok daha fazla kimyasala maruz kaldığımız kuşkusuz. Dışarıya çıkmak, bir nebze de olsa bu kirlilikten uzaklaşmak demek. Şehirde yaşayanların toprağa doğrudan ne kadar az temas ettiğini fark etmiyoruz bile. Tartışmalı bir konu olsa bile faydasını savunanlar, toprağa çıplak ayakla basmanın vücudumuzdaki kötü elektriği aldığını iddia ediyorlar.

Adından anlaşılmasa da negatif iyonlar, doğal antidepresan olarak da bilinen bir etkiye sahip. Kuvvetli bir yağmurdan sonra soluduğumuz havanın ferahlığı, içerdiği bu negatif iyonlardan kaynaklanıyor. Aynı zamanda su kenarları da muazzam negatif iyon kaynaklarıdır.  

Vücut Ritmini
Düzenliyor

Malum gün ışığı, vücudumuzun biyolojik saatini ayarlama mekanizmasının birincil kaynağı. İç mekanlardaki ışık miktarı ne kadar olursa olsun bunun yerini tutmuyor. Bu yüzden iç mekanlara tıkılıp kalanlar uyku problemleri, depresyon gibi sıkıntıları daha çok yaşıyorlar.

Şehirde yaşayanlar, doğaya yakın olma konusunda kırsalda yaşayanlar kadar şanslı değiller. Ama yine de bir sabah yürüyüşü, hafta sonu orman gezintisi, bahçe işleri, deniz tatili gibi doğaya yakın olmanın olanakları yaratılabilir.